Müfit Yüksel’in, HAMAS, IŞİD ve AKP Aşkı!
Sevgili okurlar!
Benim işimin modernizim, felsefe, siyaset bilimi, siyaset sosyolojisi ve İslam teolojisi konuları olduğu biliyorum! Bugün bu çizginin dışına çıkacağım ve Müfid Yüksel’in amellerini anarşist bir yazıyla kaleme almış olacağım.
Çünkü Kürdistan ülkesinin hürriyet mefküresine ihanet ve düşmanlık yapan içimizdeki mezellet unsurları entelektüel zaviyemde kötü amellerini teşhir etmek insani, İslam’i ve Kürdistan’i görevimdir.
Beni Müfid Yüksel’i yazmaya sevk eden amilin 25 Ekim 2023 tarihinde ‘’Twitter Sosyal Medya’’ hesabımda yaptığım aşağdaki paylaşımda rahatsız olup, şahsıma yönelik sarf ettiği cahil sözlerine bilmukabelede bulunma hakkını vermiştir.
Bay Müfid Yüksel!
İslam Peygamberi bir çobandı. Bu çobanın ağzından çıkan ‘la’ sözcüğü Mekke Site Devletinde, eskiden olan köle ve efendi ilişkisini atomize edecek ve bu diyalektiğin kurulmasını zorunlu kılacaktı.
Öyle ki bu çobanın yaşama, insana, sevgiye, barışa ve özgürlüğe dair söylediği sözler; Promete’nin Zeus’a, Spartaküs’ün Romalılara karşı söylediği sözlerden daha fazla teveccüh ve taraftar bulacak; köleleşmiş akılları ve vicdanları harekete geçirecekti. İslam Peygamberi ve dava arkadaşlarının gerçekleştirdikleri bu sevgi, ahlak ve sosyal adalet devrimi ne yazık ki, İslam Peygamberinin hemen ölümünden sonra o toplumun eski ekabir sınıfı tarafından tekrar İslam adına egale edilecekti.
Peygamberin takipçilerine ve insanlık ailesine armağan ettiği bu sevgi mahşeri ne yazık ki, saltanat ve ırk İslamına tahvil edilecekti. İslam’ın bu köleleştiren yeni paradigması, teolojik anatomisini ve omurgasını saltanat kültürüyle betonlaştıracaktı. İslam’ın silahıyla elegeçirilen bu İslam, Allah adına memleketler işgal ediyor, Allah adına kadınlara tecavüz ediyor, insanların malları ganimet olarak el koyuyor, sahih İslam’ın anatomisi, muhkem ve müteşabih ayetlerle sağlı, sollu,önlü ve arkalı döverek sersemleştiriliyor ve bu uyduruk İslam’a biat etmeyen her kim olursa olsun vahşice tekbirler eşliğinde katl ediliyordu.
Böylece Peygamberin ilk vaaz ettiği İslam; askatolojik, etik, estetik ve öğüt yörüngesinden çıkarılacak; saltanat, krallık ve siyasal otorite yörüngesine oturtulacaktı. Bu İslam; siyasal egemenliğini ise Kuran, sünnet, icma ve kıyas metodolojisine tahvil ederek meşruiyetini ilan edecekti. Buna karşı çıkan muhaliflerini ise “sedd-i zer┑ karinesiyle ehli bidat olarak terörize edecekti.
Her ne kadar, ırk ve saltanat İslam’ın siyasal zihin kodlarını haritalaştıran Nizamülmülk, Gazali, İbni Haldun ve Bilgiye Hikme gibi kurum ve kişiler olsada, ırka ve saltanata dayalı bir İslam’ın en güçlü tezahürleri halife Osman döneminde belirginlik kazanmıştır.
O dönemin, mele ve mütref sınıfı tahrif edilen bu İslam’ın egzostik enstrümanlarını kullanmaktan imtina etmeyecekti. Öyleki, Peygamberin cenazesini iktidarları için dört gün bekletenleri, Peygamberin kızını tekme tokat dövenleri ve ehlibeytini vahşice katl edenleri, ‘’firdevs cennetinin bahçeleri’’ ve bu cennet bahçelerinin sakinleri olan ‘’hürilerle’’ müjdeliyordu.
Heyhat! her ne hikmetse, bu ‘’Firdevs cenneti’’ ve ‘’hüri’’lerle müjdelenenler arasında Peyamberin en samimi dava arkadaşları Bilal, Zeyd, Ammar ve Ebuzer yoktu. Bu yaman çelişki, ırka ve saltanata dayanan İslam’ın entrikalarını fazlasıyla ortaya çıkarıyordu.
Bahs konusu ettiğimiz bu entrikacı İslam’ın Rahle-i Tedrisatından geçmiş, inanç ve amel sıkalasını bununla inşa etmiş, mustekbir ve tağuti Türk devletine dost ve IŞİD bağilerine gönül kaptırmış olan Müfıt Yüksel’den bahs etmek benim için insani, İslam’i ve Kürdistan’i bir görev olmuştur.
Mufit Yüksel’in babası molla Sadrettin Yüksel’i 1991 yılında Fatih’teki evlerinde iki arkadaşımla birlikte ziyaret etmiştim. Hal-hatır faslından hemen sonra sevgili Sadrettin hocaya şöyle sormuştum: ‘’Seyda, biliyorsunuz seçimler yaklaştı, bazı kardeşlerimiz Refah partisine oy vermemizi tavsiye ediyor; ancak henüz bu konuda karar almış değiliz. Refah Partisine oy vermemiz İslam’i kurallara göre caiz mi?
Seyda: “ Hayır oğlum, kesinlikle caiz değildir. Çünkü Türk devleti ‘’darü’l-küfr’’ devletidir ve Refah Partisi de küfr devletinin bir parçasıdır. Dolayısıyla düzen partilerine oy vermek caiz değildir ve kim oy verirse, otomotikmen müşrik olur ” demişti.
Bay Müfid Yüksel!
80 ve 90’lı yıllarda Türk Devletine “TÂĞUT” ya da “darül küfür” diyordunuz! Öyle değil mi? Hayrola! Bugün de ‘’Tağut’’ dediğiniz ‘’Çankaya Puthanesi’’ne tilavetler eşliğinde secdeye durmuş ve ona yemin ediyorsunuz! Bu durumda müşrik olmuyor musunuz?
Acaba sevgili Seyda hayata olmuş olsaydı, oğlu Müfit Yüksel’in TC, IŞİD, HAMAS, Hud-Par-Hizbullah-kontra, AKP ve Saadet Partisi unsurlarını kendine dost ve Kürdistan siyasetçilerini, yurtseverlerini, aydınlarını ve savaşçılarını kendine düşman seçmesine karşı nasıl bir tepki vereceğini doğrusu ben de merak ediyorum!
Ey! hayatını Türk ve Arap İslamcıların kıcını koklamakla geçiren Müflis adam, Sevgili Muhammed’in düşmanları Sıffın’da Kuran’ı kuşatma altına aldılar. Sıffın’da, Kuran’ın gerçek temsilcileri olan ehlibeyt, Kuran’ı katillerin, günahkarların ve hırsızların eline kaptırdı. Suikastçi Kays oğlu Eş’as’ın elinde bir Kuran, hayatı günahlarla geçiren Musa el- Eşari’nin elinde bir Kuran, hayatı tilkice yaşayan Amr Bin el-As’ın elinde bir kuran, aklını ekmek peynirle yiyen katil İb-ni Mùlcem’ in elinde bir Kuran, Tevrat’ın tüccarı Kâ’b el-Ahbâr’in elinde bir Kuran.
Ey! Müflis adam!
Özellikle bu iki yıldır seni takip ediyorum. Bakıyorum siz de Kuran’ı vesayetinize geçirmişsiniz, onunla geçimini sağlıyorsunuz, küfür ve cehalet üreten dilinize dolanıyorsunuz, Kendini Müslümanlığın kabesi ve İslam’ın hamisi görüyorsunuz. Senin gibi yamuk ve arızalı Müslüman olmak istemeyen Kürt siyasetçilerini, kürt savaşçılarını ve Kürdistan ülkesini İslam’ın düşmanları olarak tekfir ediyorsunuz.
Tağuti ve mustekbir Türk devletinin sarayında, yeşil cübbeli belamlar ve gecekondulu kırmızı papyonlu İslamcı entellerle birlikte Türk sultanına tilavetler eşliğinde bazen ayet, bazen hadis, bazen şiir okuyorsunuz. Bazende Türk Sultanları için, Allah’ın helal kıldığını haram ve haram kıldığını helal yapıyorsunuz. Kürt olduğun için, senden emin olmaları için ekranlarda ve TWİTTER ODALARINDA mübarek Kürdistan ülkesine ve Muhavvid savaşçılarına ‘’kafir’’ diyorsunuz.
Kürt savaşçılarına olan bu düşmanlığından dolayı, IŞİD ve AKP bağilerin gönlünde taht kuruyorsun ve bunun karşılığında tağuti Türk devletinin sultanından bir Osmanlı Cülus bahşişi alıyorsun. Ve bu Osmanlı Cülus bahşişi midene indiriyorsun, miden baş üstünde başın mide üstünde ve bu midenin üstünde Türk bayrağını dalgalandırıyorsun. Sonra Plastik beyninle ve sentetik fikirlerinle, günah ve cehalet üretiyorsun ve bu üretiklerinden kendine cehennemde küfürden bir ev inşa ediyorsun. Ve en önemlisi İslam adına başkalarını seküler yaşamla itham ediyorsun, diğer taraftan “İstanbul Büyükşehir Belediyesi Harita ve Kadostro Müdürlüğü”nde milyarlık ihaleler kovalıyorsun Bravo sana müflis adam(!)
Ey!Müflis adam!
Kürdistan ülkesinin, bağımsızlık ve hürriyet davası karşısında gözlerin Abdullah Bin Selül gibi oportonist, İslam’i ahlakın ve tanıklığın kabül ahbar gibi provakatif, hukuk ve adalet anlayışın Musa el eşar gibi konformist, Siyasi ahlakın, amr bin el as gibi dezenformasyon, ahiret bilincin Abdurahman bin Avf gibi secularist, inanç iklimin İbnül Mülcem gibi enfeksiyonal, zihin dünyan mezhepler gibi antagonizmal ve cesaterin hizbuldomuz fırkası gibi korkak.
Ey Müfit Yüksel! Değersizliğin adresi ve kıyametin alâmet-i fârikasisin.
Çünkü; Ocak 09, 2016 tarihli Yeni Şafak köşe yazınızda şöyle diyorsunuz:“Kürtlerin ümmet ile yollarını ayırmaya, İslam’dan kovmaya yönelik çaba ve tutumların günümüzde ciddi boyutlar kazandığını esefle gözlemlemekteyiz. Bir yandan, Kürtler içindeki seküler/din karşıtı ulusalcı çevrelerin, PKK ve uzantılarının, Kürtleri Müslümanlıktan, ümmetten koparmaya yönelik çabaları yoğunluk kazanmıştır.”
Ey!Müflis adam!
‘’Ümmet diye bir kurum mu var? Bütün Müslüman milletler bu kurum etrafında birleşti de bir Kürtler mi ayrı düştü? Bu kurum nerdedir, ne iş yapıyor, bize söyle de bizde gidip Arapların 22 devlet, Türklerin 11 devlet ve Farsların 4 devlet sahibi olduğunu ve Kürtlerin de bunlara kölelik yaptığını şikayet edelim.
Ülkesi işgal, ontolojik varlığı inkar, fizyolojik varlığı din kardeşleri tarafından çarmıha gerilen ve siyasal egemenliği elinden alınan Müslüman bir milletin siyasetçilerine ve savaşçılarına utanmadan “Kürtleri İslam’dan uzaklaştırıyorlar” diyorsunuz.
Verdiğin bu kötü hükümden dolayı, Allah seni kahr etsin ve cehennemde odun taşıyan hamal yapsın! Çok daha kötüsü, Erdoğan ve Hamas’ın elebaşlarıyla seni haşr etsin!
Çünkü yükezibunsun, Kürt siyasetçileri ve Kürt savaşçıları asla ve asla idia ettiğiniz o zelil iftiradan ırak ve firaktırlar. Kürt siyaseti ve Kürt savaşçıları Kürdistan ülkesinin bağımsızlık ve hürriyet davasıyla iştigal etmektedirler ve siz onların yaratığı değerler ve emekler karşısında bir hardal tanesi kadar değilsin!
Ey! Müflis adam!
Kürt milleti, Kürt siyasetçileri ve savaşçıları bin dört yüz yıldır yeryüzünde hiç bir Müslüman milletin ve sapık İslamcı fırkaların yapmadığı kadar, Allah’a huşu ve takva içinde secde ediyorlar. Oysaki İslam toplumlarını, seküler, mataryalist, hedonist ve paganist bir inancın iklimine transformasyon eden, eteklerine tutuştuğunve biat ettiğin mustekbir Türk, Arap, Fars devletleridir.
Kerhane ve meyhaneler eşliğinde ‘’Çankaya Puthanesi’’ne secdeye duran senin Yeni Şafak gazetendir. Sevgili dostum İzzetin Yıldırım hocamı ve yüzlerce dindar insanlarımızı domuzbağı yöntemiyle katl eden hizbuldomuz fırkasıyla oturup kalkan sen değil misin?
Kürdistan ülkesi İslam ülkeleri içinde, kerhanenin, mayhanenin, eğlencenin, fuhuşun, alkolin, uyuşturucunun lüx yaşamın, ateistliğin, kapitalist yaşamın ve Dubai gökdelenlerin en az olduğu ülke olduğunu bilmiyor musunuz?
İslam ülkeleri içinde camilerin, mescidlerin, medreselerin ve tessetürün en fazla olduğu ülke gene Kürdistan ülkesi olduğunu bilmeyecek kadar köylü müsünüz?
Ve, en önemlisi; Kürt halkı ve siyaseti zerre miskal kadar İslam’ın, ulvi ve muşeref değerlerini, milletleşme ve devletleşme temayüllerine alet etmemiştir. Mamafih, milletleşme ve devletleşme temayülüne tenezzül ve tefessül etmiş olsaydılar; bugün bahs konusu ettiğin o uyduruk ümmetin sömürgesi olmazdılar değil mi bay MUFLİS?
Ey! Müflis adam!
15 Şubat, 2016 tarihli Twitter hesabınızda şöyle diyorsunuz: Önce bu çirkin sözlerinize hokkalı bir tokat indirmek istiyorum: Yalınayaklı Kürt milletinin ve sevgili PYD’li siyasetçilerin ve sevgili YPG’li savaşçıların ayaklarının altındaki mikrop kadar bile kıymetinin olmadığını bilmeni isterim.
Ey Müflis adam!
Twitter üzerinde sarf ettiğiniz bu sözlerinle İŞİD, Hamas, T.C ve AKP bağilerine dost, Müslüman Kürt savaşçılarına ve siyasetçilerine düşman olduğunu net bir şekilde ilan etmiş oluyorsunuz!
Şimdi siz kendi öz toprakları üzerinde yaşayan, kendi öz vatanını savunan, halkını IŞİD kafirlerinden-teröristlerinden koruyan, PYD ve YPG’nin derhal Rojava Kürdistan’dan çıkarılmasına hüküm veriyorsunuz.
Batı Kürdistan ülkesini işgal eden, Kürt milletinin siyasal egemenliğini elinden alan, binlerce Kürt kadınını demir kafeslerde cariye olarak satan, Kürt savaşçıların kafasını odun hızarlarıyla vahşice bedeninden ayıran IŞİD kafirlerin, rojava Kürdistan’ı işgal etmesini cani gönülden arzu ettiğinizi çok iyi biliyorum.
İkincisi, Kürdistan’ı yakıp yıkan ateistler mi, Yahudiler mi, İsrail Devleti mi, Hiristiyanlar devletler mi Hiristiyan milletler mi?
Elbette ki, onların olmadığını benden çok daha iyi biliyorsunuz. Oysa ki Kürdistan ülkesini yakıp yıkanlar ve yalın ayaklı halkını çarmıha geren tedrisati rahlesinden geçtiğiniz modern çağın Emevi, Sefavi ve Osmanlı Cihatcılarıdır.
Bu cihatçıların fihristi işgal, ganimet, tecavüz, bağilik, haydutluk, barbarlık, hırsızlık, cahillik, mustekbirlik, bencillik, görgüsüzlük, kültürsüzlük, insanları diri diri kesme, hak-hukuk ihlali, kalpazanlık, dört eşlilik, işkence, sürgün, köleleştirme, eşekleştirme, eğitimsizlik, ufurukçuluk, putperestlik, mezara tapma, Peygambere tapma, dört halifeye tapma, mezhebe tapma, lidere tapma, sekse tapma, paraya tapma, makama tapma, otoriteye tapma ve İslam’ı İslam’la dolandırmak kadar, baş döndürücü ve sınır bozucudur!
Ey Müflis adam!
Biz Kürtlerin ülkesini işgal eden İsrail mi?
Biz Kürtlerin dilini yasaklayan İsrail mi ?
Biz Kürtlerin nazik civan bedenlerini çarmıha geren İsrail mi?
Ey! Müflis adam,
demir kafaslerde canlı canlı insan yakan IŞİD kafirlerine söyleyecek bir sözün yokmu? Rojava Kürdistan’i bombalarla döven, sivil halkını vahşice katl eden ve Afrin’i işgal eden T.C’nin Kasrü’l-Beyza Saray’ında oturan münafık Erdoğan ve onun tetikçisi olan Hakan Fidan’a söyleyecek bir sözün yok mu?
Fidan Güngör, İzzetin Yıldırım ve Ubeydullah Dalar’ı tekbirler eşliğinde alçakça katl eden hizbuldomuz fırkasına söyleyecek bir sözün yokmu?
Kürt gençlerini vinçlerde vahşice sallayan Muaviye kafalı ayetullah rejimine söyleyeceğin bir sözün yok mu?
Biat ettiğiniz ve İslam’ın hamisi gördüğünüz ‘’Yahudi Cesaret Ödülü’’ alan ve TEK Müslüman olma ünvanını elinde buklunduran Recep Tayyip Erdoğan’a ‘’ALÇAK’’ demeyecek misin?
T.C’nin 23 yıl içerisinde vahşice katl ettiği dört yüz Kürt çocuğu için bir demet sözün yok mu?
Bodrumlarda Müslüman milletimizi canlı canlı yakan, Kürt çocuklarına yaşlarından fazla kursun sıkan, Kürt gençlerini katl edip panzerlerin arkasına bağlayıp yerden sürükleyerek teşhir eden, savaşçı Kürt kadınları öldürdükten sonra çırıl çıplak soyup kahramanlık bozunu veren, camiilerimizi, Aziz Kuran’ı Kerimi ve şehirlerimizi delik deşik eden, terörist Türk askerlerine ve işkenceci Türk polisine söyleyeceğin bir sözün, bir ayetin ve bir hadisin yok mu?
Ey Müflis adam!
03 Ara 2015 tarihli başka bir Twitinizde şöyle diyorsunuz: “Latince Kürtlere Latin harfi dayatmak, Kürtleri İslam’dan koparıp, ateistleştirme, Kürdistan’ı tümü ile Endülüsleştirme projesidir.” Peki, bay Müflis!
Aşağdakilerden hangisi Allah’ın resmi dilidir sizce? (!)
(A) Arapça B) Latince.
Arap ilahiyatıyla eşekleştirildiğin için mühtemelen A) şıkkı diyeceksiniz. Çünkü sana göre, Allah’ın ve Kürt’ün dili Arapçadır. Ancak Kuran senin gibi hüküm vermiyor ve senin kösele suratına şu iki ayeti çarpıyor: “Göklerin ve yerin yaratılmasıyla dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun ayetlerindendir.” (Rum,22),
“Birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. (Hucurat,13)
Ey Müflis, Sen kim islam olmak kim! Sen kim Müslüman olmak kim! Sen kim insan olmak kim! Sen kim Kürt olmak kim! Hayatını tağuti Türk devletine hizmet ve Türk İslamcıların kıcına nuska yazmakla geçirmişsiniz.
Artık İslam’ın silahıyla milletimize ve ülkemize suikast yapmanıza asla izin vermeyeceğim ve yükezibun suratlarınıza GÜÇLÜ KALEMİMLE, GÜÇLÜ KONUŞMA SANATIMLA VE GÜÇLÜ SİSTEMATİK DÜŞÜNCE FAKÜLTEMLE silleler indireceğim ey Muflis adam!
Kadiramac@hotmail.com, https://twitter.com/KADIRAMAC